Herkese merhaba,
Sabah okumamızı yaptık. Katılan herkese çok teşekkürler, çok güzeldi. Bu bültenlerde ise o sabah yapılan paylaşımları derliyorum. Yeni kitap önerileri, yeni bakış açıları, hepsi taze taze fırından çıktı. İşte bugünün tortusu. 👇
Katılamayanlar - sorun yok, haftaya yine yapıyoruz. Birbirimizi okumaya ve paylaşmaya teşvik etmeye devam. :)
Vedat Milor – Yeni Dünya Yeni Kurallar
Kitabın bir bölümünde, bilgi ve deneyimin yerini pazarlama stratejilerine bıraktığı bir dünya ele alınıyor. Malcolm Gladwell’in 10.000 saat kuralının önemini ve gastronomi gibi alanlarda gerçek uzmanlık ile “mış gibi” yapılanlar arasındaki farkın silikleşmesine değiniyor. Bir anlamda, kuşaklar arası bilgi aktarımı, otorite ve deneyim ilişkilerini yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu sırada da kronolojik olarak gastronominin evrelerini anlatıyor. Yüksek nitelikli Fransız Escoffier mutfağı, arkasından sebzelerin de dahil edilmesiyle nouvelle cuisine, sonra Ferran Adrià ile İspanyol tapas kültürü ve devamında İskandinav ve Japon mutfaklarıyla devam ediyor.Toni Morrison – Aşk
Roman, zengin bir siyahi ailenin bireyleri üzerinden, aşk, aidiyet ve kimlik temalarını irdeliyor. Yazar, karakterlerin iç dünyalarında, kuşaklar boyunca aktarılan suçluluk duygularının ve toplumsal konumların nasıl iz bıraktığını gösteriyor. Kadın karakterlerin çevrelerinde örülen erkek ilişkileri ve yaşadıkları hayal kırıklıkları, bireysel özgürlük ve toplumsal yüklerin iç içe geçtiği bir anlatıya dönüşüyor. Kitap, siyah kimliğin sınıfsal çeşitliliği içinde var olma mücadelesini yansıtıyor.Morrison, 1993’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk Afro-Amerikalı kadın oldu. Nobel konuşmasında “dilin yabaniliği” temasını işledi ve şu sözlerle dilin özgürleştirici bir sorumluluk olduğunu vurguladı: “We die. That may be the meaning of life. But we do language. That may be the measure of our lives.”
Julia Cameron – Sanatçının Yolu
Kitap, herkesin içinde bir yaratıcılık olduğuna ve bunun erişilebilir kılınabileceğine inanıyor. Deneyimler, korkular ve toplumsal beklentilerle tıkanan içindeki sanatçıyı açığa çıkarmayı hedefliyor. Üç sayfa yazma pratiği, sevilen şeylerin listesini çıkarmak gibi egzersizlerle bireyin kendini tanıması ve dönüştürmesi teşvik ediliyor. Kitap, yaratıcı potansiyelin yalnızca sanatla değil, kişinin hayatla kurduğu ilişkiyle de ilgili olduğunu düşündürüyor.Morgan Housel – Paranın Psikolojisi
Kitap, ekonomik kararların yalnızca matematiksel değil, aynı zamanda fazlasıyla duygusal olduğunu savunuyor. Rasyonellikten çok makul olmanın değerine işaret ediyor: İnsanın özüne uygun kararlar alması, uzun vadede pişmanlık riskini azaltabiliyor. Paranın, bireysel değerler, güvende hissetme arzusu ve kimlik inşasıyla olan ilişkisini göz önüne seren kitap, finansal tercihlere daha insani ve bütünsel bir yaklaşım getiriyor.“Kayıptan kaçınma” (loss aversion) kavramı, Kahneman ile Tversky’nin 1979’daki Beklenti Teorisi çalışmasına dayanır; ortalama bir insan, aynı büyüklükteki kazanca kıyasla kayıpları yaklaşık 2,25 kat daha yoğun hisseder. Pratikte bu, çoğu yatırımcının 100 TL kaybetme korkusunu, 225 TL kazanma sevincinden daha baskın yaşadığı anlamına gelir ve finansal kararlarda “mantıksız” panik tepkileri tetikler.
Louise Oblot – Mavi Kuş
Bu kısa öykü, yaşlı bir kadının tek arkadaşı olan mavi kuşla kurduğu bağ üzerinden, umut, yalnızlık ve yaşam enerjisi temalarını işliyor. Kuşun kafesten çıkıp yine geri dönmesi, özgürlük ile bağlılık arasındaki dengeyi simgeliyor. Mavi kuşun farklı hayatlara dokunması, umut taşımanın ve sevgiyle kurulan bağların insanları nasıl iyileştirebileceğini gösteriyor. Hikâye, yalnızlıkla başa çıkmanın yollarını anlatırken, geçmişten bugüne aktarılan bir anı defteri gibi okuyan herkesin kendi yaşamında yeni duygularla buluşmasını sağlıyor.Mihaly Csikszentmihalyi – Akış
Pozitif psikolojinin temel taşlarından biri olan bu kitap, “akış” kavramını ele alıyor. Kişinin yaptığı işe tamamen odaklandığı, zamanın nasıl geçtiğini fark etmediği ve yoğun bir tatmin duygusu yaşadığı bir bilinç halini anlatıyor. Akış, sadece verimliliğin değil, derin bir mutluluğun da kaynağı olarak tanımlanıyor. Kitap, zorlayıcı ama keyifli aktivitelerin, kişisel gelişim için nasıl bir araç olabileceğini gösteriyor. Özellikle yaratıcı, fiziksel ya da zihinsel faaliyetlerde bu deneyimi yaşayan bireylerin, hayata daha anlamlı bağlandıkları anlatılıyor.“Akış” terimi, Csikszentmihalyi’nin 1975-1985 yılları arasında 8 000’den fazla katılımcıyla yaptığı görüşmelerde insanların deneyimlerini “bir nehirde sürüklenmek” metaforuyla anlatması üzerine ortaya çıktı.
Selçuk Şirin – Yetişin Babalar
Kitap, babalığı yalnızca biyolojik değil, gelişen, öğrenilen ve duygusal bir süreç olarak ele alıyor. Yazar, kitabı kendi çocukları büyüdükten sonra yazmayı tercih ettiğini, çünkü ancak o zaman vicdanen hazır hissettiğini belirtiyor. Kitap, ebeveynliğe dair kalıpları yıkmayı, çocukla kurulan ilişkiyi bilinçli ve dönüştürücü bir yolculuk olarak değerlendirmeyi amaçlıyor. Özellikle çocuk gelişimiyle ilgilenen herkes için pratik içgörülerle dolu, içten bir anlatı sunuyor.
Bir sonraki okuma sabahı:
⏰ Tarih: 24 Haziran Salı
🕖 Saat: 06:30 – 07:30
📍 Sonrakinin Zoom Linki: https://us06web.zoom.us/j/86008279712
Siz de arkadaşlarınızı davet etmek isterseniz aşağıdan davet edebilirsiniz. Hatta edin ki, birbirimizi daha da fazla motive edelim, besleyelim. :)
Sabah okumalarımıza katılmak ve bu paylaşımları almaya devam etmek için lütfen kayıt yapın.
Güne besleyici bir başlangıç oldu 💜